Pap Smear testi (smear testi), rahim ağzı kanseri taraması için kullanılan en önemli ve yaygın yöntemlerden biridir. Rahim ağzı (serviks) kanseri, kadınlarda önlenebilir kanser türlerinden olup erken teşhisle tamamen tedavi edilebilir. Bu test sayesinde rahim ağzındaki hücresel değişiklikler ve kanser öncüsü lezyonlar henüz belirti vermeden saptanabilir. Düzenli olarak yapılan Pap smear testleri, rahim ağzı kanserine bağlı ölümleri önemli oranda azaltmış ve kadın sağlığı açısından bir dönüm noktası olmuştur.
Pap Smear Testi Nedir?
Pap Smear testi, rahim ağzından özel bir fırça veya spatula yardımıyla hücre örneği alınarak yapılan bir tarama testidir. Jinekolojik muayene sırasında vajina içine yerleştirilen spekulum ile rahim ağzı görünür hale getirilir ve birkaç saniye süren ağrısız bir işlemle yüzeyden sürüntü (hücre örnekleri) alınır. Alınan bu örnek, patoloji laboratuvarında mikroskop altında incelenerek anormal hücre değişiklikleri aranır. Pap smear ismi, testi geliştiren Dr. Georgios Papanicolaou’nun soyadından gelmektedir ve tıpta Papanicolaou testi olarak da bilinir. Bu test başta rahim ağzı (serviks) kanseri riskini taramak için kullanılır. Ayrıca rahim ağzındaki düzensiz hücre değişimleri (displazi) ve bazı enfeksiyonlar da Pap smear ile tespit edilebilir. Hatta bazen rahim iç zarı hücreleri de smear örneğinde görülebildiğinden, endometrium (rahim iç zarı) kanserinin erken teşhisinde de yardımcı olabilir. Kısacası Pap smear testi, sağlıklı görünen kişilerde dahi rahim ağzı kanseri öncüsü değişiklikleri erken evrede yakalayabilen, basit ama hayat kurtaran bir tarama yöntemidir.
Pap Smear Testi Neden Yapılır?
Pap smear testinin yapılma amacı, rahim ağzı kanseri taraması yaparak kanser gelişmeden önce hücresel değişimleri saptamaktır. Rahim ağzı kanseri neredeyse tüm vakalarda Human Papilloma Virüs (HPV) enfeksiyonu ile ilişkilidir. HPV, rahim ağzı hücrelerinde anormalliklere yol açarak yıllar içinde kanser gelişimine neden olabilir. Pap smear testi, HPV’nin rahim ağzında yarattığı prekanseröz (kanser öncüsü) lezyonları ve hücresel bozuklukları tespit eder. Bu sayede henüz kanser oluşmadan, sadece hücresel değişim aşamasındayken gerekli önlemler alınabilir. Anormal bir smear sonucu çıktığında genellikle kanser değil, kansere dönüşebilecek bir değişim söz konusudur ve erken müdahale ile ilerlemesi durdurulabilir.
Pap smear aynı zamanda rahim ağzındaki iyi huylu bazı sorunları veya enfeksiyonları da gösterebilir. Örneğin, Pap testinde HPV enfeksiyonu bulguları, diğer bazı viral veya bakteriyel enfeksiyon belirtileri ya da hormonel değişikliklere bağlı hücresel farklılıklar görülebilir. Ancak testin birincil hedefi, rahim ağzı kanserinin erken tanısıdır. Düzenli smear taramaları sayesinde rahim ağzı kanseri insidansı (görülme sıklığı) son yıllarda belirgin şekilde düşmüştür. Unutulmamalıdır ki, rahim ağzı kanseri erken evrede belirti vermeyebilir; bu nedenle hiçbir şikâyet olmasa bile tarama amacıyla Pap smear yapılması önem taşır.
Pap Smear Testi Kimlere Önerilir?
Pap smear testi, cinsel olarak aktif olan tüm kadınlara ve belirli bir yaştan sonra tüm kadınlara rutin olarak önerilir. Genel kabul gören uluslararası ve ulusal kılavuzlara göre:
- Başlama yaşı: Pap smear taramasına genellikle 21 yaşında başlanması önerilir. 21 yaşından önce, eğer kişi cinsel olarak aktif olsa bile, rahim ağzı kanseri gelişme riski çok düşük olduğu için rutin Pap smear önerilmez (istisnai tıbbi durumlar hariç).
- 21-29 yaş arası: Herhangi bir anormal bulgu yoksa, 21 ile 29 yaş arasındaki kadınların her 3 yılda bir Pap smear testi yaptırması yeterlidir. Bu yaş grubunda sadece Pap smear taraması yapılır, rutin HPV testi genellikle bu yaşlarda tarama protokolüne dahil edilmez (HPV enfeksiyonları bu yaşta sık ve geçici olabildiği için).
- 30-65 yaş arası: Bu yaş grubunda tarama hem Pap smear ile hem de HPV testi ile birlikte (ko-test) yapılabilir. Önerilen tarama sıklığı ya her 3 yılda bir Pap smear tek başına, ya da her 5 yılda bir Pap smear + HPV testi birlikte olacak şekilde yapılmasıdır. Eğer sadece HPV testi ile tarama yapılacaksa, yine 5 yılda bir HPV DNA testi yapılabilir. Doktorunuz risk durumunuza göre en uygun tarama yöntemini belirleyecektir.
- 65 yaş ve üzeri: 65 yaşından büyük kadınlarda son 10 yıl içinde ardışık 3 normal (negatif) Pap smear sonucu ve ek olarak anormal sonuç öyküsü yoksa, rutin tarama sonlandırılabilir. Ancak son smear sonuçları anormal olan veya daha önce yüksek derece lezyon öyküsü olan ileri yaştaki kadınlar için taramaya devam etme kararı doktor tarafından verilir.
- Rahmi alınmış (histerektomi) hastalar: Eğer rahim ve rahim ağzı tamamen alınmışsa ve bu operasyon kanser dışı bir nedenle yapıldıysa, Pap smear taramasına genellikle gerek kalmaz. Ancak rahim alınma nedeni rahim ağzı kanseri veya ciddi prekanseröz lezyon ise, doktor farklı bir takip protokolü önerebilir.
- Risk faktörü taşıyanlar: HIV pozitif olanlar, bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler (organ nakli, uzun süreli kortizon kullanımı vb.), önceki Pap smear sonuçları anormal çıkanlar gibi yüksek risk grubundaki kadınlar için Pap smear tarama sıklığı daha sık aralıklarla gerekebilir. Bu durumdaki kişilerin doktor önerisine göre hareket etmesi önemlidir.
- Bakire kadınlar: Hiç cinsel ilişkiye girmemiş kadınlarda rahim ağzı kanseri riski son derece düşüktür, zira HPV bulaşma olasılığı yok denecek kadar azdır. Ayrıca smear alabilmek için vajinal yoldan giriş gerektiğinden, kızlık zarı bozulabilir. Bu nedenle bakirelere Pap smear testi rutin olarak önerilmez. Sadece doktorun özellikle gerekli gördüğü durumlarda (örneğin nedeni açıklanamayan anormal vajinal kanama gibi) bakirelerde özel yöntemlerle smear alınması düşünülebilir. Cinsel yaşam başladığında ise yukarıdaki tarama takvimi geçerli olacaktır.
Özetle, Pap smear testi 21-65 yaş arasındaki kadınlar için rutin bir sağlık taramasıdır. Her kadının kendi yaşına ve risk profiline uygun aralıklarla smear yaptırması, rahim ağzı (serviks) kanseri gelişimini önlemede kritik rol oynar. Kendi tarama takviminizi doktorunuzla planlamanız ve düzenli kontrolleri aksatmamanız önerilir.
Pap Smear Testi Nasıl Yapılır?
Pap smear testi basit ve hızlı bir jinekolojik muayene prosedürüdür. Testin yapılma adımları ve dikkat edilmesi gerekenler şöyledir:
Testin uygulanışı: Jinekoloji muayene masasında hasta sırtüstü yatar ve bacaklar desteklere (stirrup) yerleştirilir. Doktor vajina girişini nazikçe açmak için spekulum adı verilen aleti vajinaya yerleştirir. Spekulum, vajina duvarlarını aralayarak rahim ağzının görünmesini sağlar. Ardından plastik veya yumuşak fırça (veya spatula) yardımıyla rahim ağzından hücre örnekleri toplanır. Bu işlem genellikle 5-10 saniye gibi kısa bir süre alır ve çoğunlukla ağrısızdır. Hasta sadece hafif bir baskı veya sürtünme hissedebilir, genellikle ciddi bir acı hissedilmez. Özellikle doğru teknikle ve yumuşak bir fırça kullanıldığında, rahim ağzı örneklemesi konforlu bir şekilde tamamlanır.
Testin uygulanışı: Jinekoloji muayene masasında hasta sırtüstü yatar ve bacaklar desteklere (stirrup) yerleştirilir. Doktor vajina girişini nazikçe açmak için spekulum adı verilen aleti vajinaya yerleştirir. Spekulum, vajina duvarlarını aralayarak rahim ağzının görünmesini sağlar. Ardından plastik veya yumuşak fırça (veya spatula) yardımıyla rahim ağzından hücre örnekleri toplanır. Bu işlem genellikle 5-10 saniye gibi kısa bir süre alır ve çoğunlukla ağrısızdır. Hasta sadece hafif bir baskı veya sürtünme hissedebilir, genellikle ciddi bir acı hissedilmez. Özellikle doğru teknikle ve yumuşak bir fırça kullanıldığında, rahim ağzı örneklemesi konforlu bir şekilde tamamlanır.

Örnek incelemesi: Alınan hücre örnekleri, ince bir yayma şeklinde lam denen cam bir yüzeye sürülebilir veya sıvı bazlı sitoloji yöntemiyle özel bir sıvı içine konulur. Ardından bu örnekler patoloji laboratuvarına gönderilir. Patoloji uzmanı (patolog), mikroskop altında hücreleri detaylı olarak inceleyerek normal ya da anormal olup olmadıklarını değerlendirir. Sonuç raporu genellikle birkaç gün ile 1-2 hafta içinde hazır olur (laboratuvarın yoğunluğuna göre değişebilir).
Test öncesi hazırlık: Pap smear testinin en sağlıklı sonucu verebilmesi için testten önce dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Testten 2 gün önce vajinal bölgeye herhangi bir krem, ilaç uygulamaması, vajinal duş yapmamak ve cinsel ilişkide bulunmamak önerilir. Bu tür faktörler alınacak hücre örneklerini etkileyebilir ve sonuç güvenirliğini düşürebilir. Ayrıca mümkünse adet dönemi dışında bir zamanda smear testi planlanmalıdır. Adet kanaması sırasında test yapmak sonuçları zorlaştırabileceği için, en ideali adet bitiminden hemen sonraki günlerdir. Eğer vajinal bir enfeksiyon mevcutsa önce tedavi edilmeli, ardından smear alınmalıdır. Doktorunuz test öncesi size gerekli talimatları verecektir; bu talimatlara uyarak hazırlık yapmanız doğru tanı konulmasına yardımcı olur.
Testin riskleri ve rahatsızlık durumu: Smear testi invaziv bir girişim değildir ve ciddi bir riski yoktur. İşlem sonrası bazı kadınlarda hafif lekelenme tarzı kanama olabilir, bu normaldir ve kısa sürede geçer. Test sırasında veya sonrasında genellikle uzun süren bir ağrı yaşanmaz; nadiren hafif kramplar olabilir. Pap smear alındıktan sonra hasta günlük yaşamına hemen dönebilir.
Pap Smear Testi Sonuçları Ne Anlama Gelir?
Pap smear testinin sonucu, raporda genellikle negatif (normal) veya pozitif/anormal (normal dışı) şeklinde belirtilir. Sonuçların ne anlama geldiğini genel hatlarıyla açıklayalım:
- Negatif sonuç (Normal): Pap smear sonucu negatif ise, alınan rahim ağzı hücre örneklerinde herhangi bir anormallik saptanmadığı anlamına gelir. Yani kanser veya kanser öncüsü hücre değişikliği görülmemiştir. Bu iyi bir haberdir, ancak tek bir normal sonucun ömür boyu risk olmadığı anlamına gelmediği unutulmamalıdır. Sonuç normal dahi olsa, doktorunuzun önerdiği tarama planına göre belli aralıklarla smear testini yaptırmaya devam etmelisiniz. Düzenli taramayı sürdürmek, ileride oluşabilecek değişimleri zamanında yakalamak açısından önemlidir.
- Pozitif veya Anormal sonuç: Pap smear sonucunun pozitif çıkması, rahim ağzı hücrelerinde bir farklılık saptandığı anlamına gelir; ancak pozitif sonuç kesinlikle “kanser oldunuz” demek değildir. Çoğu anormal smear sonucu, hücrelerdeki düşük dereceli değişiklikler veya HPV enfeksiyonuna bağlı bulgulardır. Bağışıklık sistemi bu hücresel değişikliklerin çoğunu temizleyebilir. Anormal bir sonuç alındığında, bunun derecesine göre izlenecek yol belirlenir. Doktorunuz ek testler veya yakın takip önerebilir. Örneğin, hafif dereceli değişiklik saptandığında 6 ay ya da 1 yıl sonra smear testinin tekrarlanması istenebilir. Daha belirgin anormalliklerde kolposkopi ve gerekirse biyopsi gibi ileri tetkikler yapılır. Özetle, anormal smear sonucu durumunda paniğe kapılmak yerine doktorunuzun yönlendirmelerine uymanız gerekir.
Anormal smear sonuçları kendi içinde birkaç kategoriye ayrılır. Patoloji raporlarında kullanılabilen başlıca terimler ve anlamları şunlardır:
- ASC-US (Atypical Squamous Cells of Undetermined Significance): “Önemi belirsiz atipik skuamöz hücreler” anlamına gelir. Bu en hafif ve en sık görülen anormal sonuçtur. Hücrelerin normalden farklı göründüğünü ama ne anlama geldiğinin net olmadığını ifade eder. Bu durum çoğunlukla ciddi bir soruna işaret etmez. Enfeksiyon, hafif HPV etkisi veya hormonal değişimlere bağlı olabilir. Genellikle 2-3 ay sonra smear testinin tekrarlanması veya direkt kolposkopi ile rahim ağzının incelenmesi önerilebilir.
- LSIL (Low-Grade Squamous Intraepithelial Lesion): Düşük dereceli skuamöz intraepitelyal lezyon demektir. Bu, rahim ağzı hücrelerinde HPV enfeksiyonuna bağlı hafif değişiklikler saptandığı anlamına gelir. LSIL genellikle hemen kansere ilerlemez ve çoğu durumda HPV enfeksiyonu bir süre sonra kendiliğinden geriler. Yine de bu sonucu alan hastaların düzenli kontrollerle izlenmesi önemlidir.
- HSIL (High-Grade Squamous Intraepithelial Lesion): Yüksek dereceli lezyon, hücrelerde ciddi değişiklikler olduğunu gösterir. Bu, kanser olmadığı halde kanser gelişme ihtimali yüksek olabilecek bir durumdur. HSIL sonucu çıktığında genellikle kolposkopi yapılarak rahim ağzı ayrıntılı incelenir ve anormal bölgeden biyopsi alınabilir. Bu lezyonlar uygun şekilde tedavi edilmezse yıllar içinde kansere dönüşme riski taşıdığından, doktorunuz ileri tetkik ve tedavi planı (örneğin LEEP veya konizasyon işlemi ile anormal dokunun çıkarılması) yapacaktır.
- Diğer nadir sonuçlar: Pap smear raporunda daha az rastlanan ifadeler arasında ASC-H (yüksek dereceli lezyon şüphesi olan atipik hücreler), AGC (atipik glandüler hücreler), AIS (adenokarsinoma in-situ, rahim ağzında yüzeysel kanser öncüsü lezyon) yer alabilir. Hatta bazen smear testi direkt olarak kanser hücreleri de gösterebilir, ancak bu oldukça nadirdir ve genellikle uzun süre smear yaptırmamış kişilerde görülür.
Sonuç olarak, Pap smear testi sonuçları doktor tarafından bütüncül şekilde değerlendirilir. Normal sonuç rutin taramanın devamı ile izlenir. Anormal sonuç ise derecesine göre ek tetkik ve tedbirler gerektirir. Erken tespit edilen hücresel değişimler genellikle başarıyla tedavi edilerek rahim ağzı kanserine dönüşmesi engellenebilir. Bu nedenle smear sonucunuz anormal çıktığında doktorunuzun önerdiği takip programına mutlaka uyunuz.
Pap Smear Testi Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?
Smear testi uygulaması sonrasında genelde özel bir bakım gerekmese de, bazı küçük noktalara dikkat etmek faydalı olabilir:
- Hafif kanama: Test sonrasında vajinal bölgede hafif pembe lekelenme veya çok az kanama görülebilir, bu normaldir ve genellikle 1-2 gün içinde kendiliğinden geçer. Bu sürede mümkünse tampon kullanmayıp ped kullanmak daha uygundur. Kanama genellikle çok hafif olduğu için günlük aktiviteleri engellemez.
- Enfeksiyondan kaçınma: İşlem sonrası ilk 24 saat kadar vajinal duş (iç temizlik) yapmamak ve vajinal bölgeye herhangi bir krem, ilaç uygulamamak önerilir. Yine enfeksiyon riskini tamamen en aza indirmek adına 1-2 gün cinsel ilişkiden kaçınmak tavsiye edilir. Bu, rahim ağzındaki taze örnekleme alanının irrite olmamasını sağlar. Çoğu durumda herhangi bir enfeksiyon gelişmez, bu sadece tedbir amaçlı bir öneridir.
- Günlük aktivite: Pap smear sonrası normal günlük aktivitelerinize, işinize veya egzersizlerinize dönebilirsiniz. Testin kendisi herhangi bir fiziksel kısıtlama gerektirmez. Eğer hafif kramplar hissederseniz, kısa süre dinlenmek iyi gelebilir ancak çoğu kişi test sonrasında herhangi bir rahatsızlık yaşamadan rutinine devam eder.
- Alarm bulgular: Çok nadiren smear testinden sonra ciddi bir rahatsızlık olur. Eğer işlem sonrasında şiddetli vajinal kanama (adet kanamasından fazla), sürekli karın ağrısı, ateş veya kötü kokulu akıntı gibi anormal durumlar gelişirse, bu beklenmeyen bir durumdur. Böyle belirtiler hissederseniz zaman kaybetmeden doktorunuza başvurmalısınız. Bu tür belirtiler, enfeksiyon veya başka bir soruna işaret ediyor olabilir ve tıbbi değerlendirme gerektirir.
Özetle, Pap smear testi sonrası kadınların büyük çoğunluğu özel bir önlem almadan normal hayatına devam eder. Sadece birkaç gün için vajinal bölgeye özen göstermek yeterlidir. Doktorunuz test sonrası için özel bir uyarıda bulunmadıysa, yukarıdaki basit önlemleri aldıktan sonra günlük rutininizde bir değişiklik yapmanıza gerek yoktur.
Pap Smear Testi ve HPV Testi Arasındaki Farklar
Pap smear testi ve HPV testi, rahim ağzı kanseri taramasında çoğu zaman birlikte anılır ancak farklı şeylerdir:
- Amacı ve yöntemi: Pap smear, rahim ağzından alınan hücrelerin anormal olup olmadığına bakar. HPV testi ise rahim ağzından alınan sürüntüde HPV virüsünün genetik materyalini (DNA) tespit etmeye yönelik bir testtir. Yani Pap smear hücresel değişimi saptarken, HPV testi bu değişime yol açan virüsün varlığını saptar.
- Kapsam: Pap smear, rahim ağzındaki kanser veya pre-kanser belirtisi olan hücre değişimlerini gösterir. HPV testi ise özellikle yüksek riskli HPV tiplerinin (örneğin HPV 16, 18 gibi rahim ağzı kanserine yol açabilen tipler) enfeksiyonunu ortaya koyar. HPV pozitif olması, o kişide kansere yol açabilecek bir virüsün bulunduğunu gösterir ancak hücresel değişimin olup olmadığını göstermez. Aynı şekilde Pap smear anormal çıkarsa HPV’nin buna sebep olup olmadığı ek testle anlaşılır.
- Taramadaki rolleri: 30 yaş altı kadınlarda genellikle sadece Pap smear yapılırken, 30 yaş üzerindekilerde Pap smear ile birlikte HPV DNA testi de tarama programına dahil edilir. Birlikte yapılmasına ko-test denir. Ko-test sonucunda her iki test de normalse 5 yıl gibi uzun bir süre güvenle taramaya ara verilebilir, çünkü hem hücreler normal hem de kanser riski oluşturan HPV yok demektir. Eğer Pap smear normal, fakat HPV testi pozitif gelirse, bu durumda rahim ağzında henüz değişim olmasa bile risk taşıyan bir virüs mevcut demektir. Doktorunuz böyle bir durumda kolposkopi önerebilir veya 1 yıl sonra yeniden tarama yapabilir. Tersi durumda, Pap smear anormal, HPV testi negatifse, bu değişimin HPV dışı bir nedene bağlı olabileceği düşünülür ancak yine de ileri değerlendirme gerekebilir.
- Güvenilirlik: HPV testi, yüksek riskli HPV varlığını yakalama konusunda çok hassastır ve rahim ağzı kanseri riskini önceden öngörmede değerlidir. Pap smear ise zaten oluşmuş hücresel anormallikleri yakalar. Bu nedenle güncel tarama stratejilerinde HPV testine daha fazla önem verilmeye başlanmış, bazı ülkelerde 30 yaş üstünde primer tarama testi olarak sadece HPV kullanılması da gündeme gelmiştir. Ancak Pap smear halen taramanın vazgeçilmez bir parçasıdır ve özellikle pozitif HPV varlığında hangi hastaların tedaviye ihtiyacı olacağını belirlemekte kritik rol oynar.
- İşlem benzerliği: Her iki test için de örnek alma yöntemi aynıdır. Genellikle aynı smear örneği içinden bir kısmı da HPV incelemesine tabi tutulur. Yani hasta için ayrı bir işlem farkı yoktur; fark, laboratuvarda neye bakıldığıyla ilgilidir.
Özetle, Pap smear testi hücre değişikliklerini saptarken, HPV testi virüsün varlığını saptar. Birlikte kullanıldıklarında rahim ağzı kanser taramasında en yüksek koruyuculuğu sağlarlar. Pap smear anormallik saptadığında veya HPV testi pozitif geldiğinde, bir sonraki adım olarak kolposkopi gibi yöntemlerle ileri inceleme yapılır. Ayrıca HPV enfeksiyonundan korunmak için HPV aşısı da önemli bir önleyici yöntemdir. Uygun yaş grubundaysanız ve yaptırmadıysanız, doktorunuzla HPV aşısı hakkında görüşmeniz önerilir. Tarama ve aşı birlikte uygulandığında rahim ağzı kanseri neredeyse tamamen önlenebilir bir hastalıktır.
Pap Smear Testi ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. Pap Smear testi acı verir mi?
Hayır, Pap smear testi genellikle acı veren bir işlem değildir. İşlem sırasında kullanılan spekulum ve fırça, hafif bir rahatsızlık hissi yaratabilir ancak çoğu kadın bunu ağrı olarak tanımlamaz. Bazı kişiler sadece hafif bir baskı veya kramp hissedebilir. İşlem çok kısa sürdüğü için rahatsızlık da çok kısa sürelidir. Eğer çok gergin ve kasılırsanız, bu durum vajinal kasları sıkacağından rahatsızlık hissi biraz artabilir; bu yüzden mümkün olduğunca rahatlamaya çalışmak ve derin nefes almak faydalıdır. Doktorunuz da sizi rahatlatmak ve en konforlu şekilde işlemi tamamlamak için özen gösterecektir.
2. Adetliyken (regl iken) smear testi yapılır mı?
Genellikle hayır., adet döneminde Pap smear testi yapılması önerilmez. Menstrüel kanama, alınan örneğin değerlendirilmesini zorlaştırabilir ve sonuçta yanlış negatif veya belirsiz sonuçlara yol açabilir. En ideali, adet kanamasının tamamen bitmesinden sonraki birkaç gün içinde smear testini yaptırmaktır. Adet bitiminin hemen sonrası rahim ağzı hücrelerinin en net değerlendirilebildiği dönemdir. Eğer yalnızca çok hafif bir lekelenmeniz varsa doktorunuz yine de testi yapmayı tercih edebilir; ancak aktif kanamanız varken yapılmaması tercih edilir. Randevunuz adet dönemine denk gelirse, hastanızı arayarak ertelemek isteyip istemediğinizi sorabilirsiniz veya doktorunuz bu konuda sizi yönlendirecektir.
3. Pap smear testi sonucu ne kadar sürede çıkar?
Smear testinin sonucunun çıkma süresi, örneğin gönderildiği laboratuvarın yoğunluğuna ve kullanılan yönteme bağlıdır. Çoğu laboratuvar 5-7 gün içinde sonucu hazırlar. Bazı durumlarda sonuç 2-3 gün gibi kısa sürede çıkabileceği gibi, kamu hastanelerinde veya yoğun merkezlerde 2 haftaya kadar uzayabilir. Özel hastaneler ve klinikler genellikle 1 hafta içinde sonuç verebilmektedir. Sonuçlar hazır olduğunda doktorunuz sizi bilgilendirecek veya bir kontrol randevusu planlanmışsa o görüşmede sonucu size açıklayacaktır. Sonucunuz gecikirse, iletişime geçip durumu sormaktan çekinmeyin.
4. Smear testi pozitif veya anormal gelirse kanser olduğum anlamına mı gelir?
Hayır, Pap smear sonucunun pozitif (anormal) olması çoğunlukla kanser olduğunuz anlamına gelmez. Bu durum yalnızca rahim ağzı hücrelerinde normal olmayan bir değişim tespit edildiğini gösterir. Bu değişimlerin büyük kısmı hafif düzeydedir ve erken aşamadadır. Çoğu zaman bu hücresel farklılıklar, HPV enfeksiyonu gibi nedenlerle ortaya çıkmıştır ve kansere dönüşmeden önce aylar-yıllar sürebilir. Anormal sonuç çıktığında doktorunuz muhtemelen ek testler önerecektir (örneğin kolposkopi ve gerekirse biyopsi). Bu ileri değerlendirmeler, değişimin derecesini anlamaya yarar. Unutmayın ki, rahim ağzı kanseri tarama testlerinin amacı zaten kanser olmadan önceki değişimleri yakalamaktır. Yani pozitif bir sonuç alırsanız, bu erken yakalandığınız ve gereken önlemlerin zamanında alınabileceği anlamına gelir. Doktorunuzun takip ve tedavi önerilerine uyarak, kanser gelişmeden sorunu ortadan kaldırmak mümkün olacaktır.
5. Bakireler (hiç cinsel ilişkisi olmamış kadınlar) Pap smear yaptırmalı mı?
Hiç cinsel ilişkiye girmemiş kadınlarda rutin Pap smear taraması önerilmez. Çünkü rahim ağzı kanserinin başlıca nedeni olan HPV enfeksiyonu hemen her zaman cinsel yolla bulaşır. Cinsel temas yaşamamış bir kadının HPV ile enfekte olma olasılığı son derece düşüktür, dolayısıyla rahim ağzı kanseri riski de çok düşüktür. Ayrıca bakirelerde smear almak teknik olarak zordur; kızlık zarına zarar vermeden yeterli örnek almak çoğu zaman mümkün olmaz. Bu nedenle, bakire kadınlarda ancak çok özel durumlar varsa (örneğin açıklanamayan anormal kanama gibi) ve doktor gerekli görürse smear alınabilir. Rutin tarama ise cinsel yaşam başladıktan yaklaşık 3 yıl sonra veya en geç 21 yaşında başlatılır.
6. Pap smear testi yaptırmadan önce nelere dikkat etmeliyim?
Pap smear için randevunuzdan önce bazı küçük hazırlıklar yaparak testin doğruluğunu artırabilirsiniz. Öncelikle, adet döneminde olmamaya özen gösterin (tercihen adet bitiminden sonraki günleri seçin). Testten 48 saat önce vajinal duş yapmayın, vajinal krem, fitil gibi ürünler kullanmayın ve cinsel ilişkiye girmeyin. Bu saydıklarımız vajinadaki hücre örneklerini temizleyebilir veya değiştirip sonucu etkileyebilir. Eğer o dönemde vajinal enfeksiyon belirtileriniz varsa (akıntı, kaşıntı, kötü koku gibi), öncelikle doktora görünüp tedavi olmanız, smear testini enfeksiyon geçene kadar ertelemeniz iyi olur. Bu hazırlık adımlarına uyduğunuzda smear testinin doğruluk payı artacak ve gerekirse tekrarlanma ihtiyacı azalacaktır.
Yukarıdaki sorular dışında aklınıza takılan başka konular varsa doktorunuza danışmaktan çekinmeyin. Pap smear ve diğer jinekolojik tarama yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmak, kendi sağlığınız konusunda bilinçli kararlar almanıza yardımcı olur.
Pap Smear testi, rahim ağzı kanserinin erken tanısı ve önlenmesinde hayati önem taşıyan, basit ancak etkili bir tarama testidir. Düzenli yapıldığı takdirde, rahim ağzındaki kanser öncüsü hücresel değişiklikleri henüz kanser oluşmadan önce saptayarak tedavi olanağı sağlar. Bu sayede rahim ağzı (serviks) kanseri gelişme riski ciddi oranda azaltılabilir. Uzmanlar, uygun yaş aralıklarında ve önerilen sıklıkta smear testi yaptırarak tarama programlarına katılmayı, ayrıca HPV aşısı ile koruyuculuğu artırmayı önermektedir. Unutmayalım ki rahim ağzı kanseri, alınacak basit önlemler ve düzenli kontroller ile büyük ölçüde önlenebilir bir kanser türüdür.
Kadın sağlığı konusunda kendi takiplerimizi yapmak, belirtileri önemsemek ve zamanında gerekli testleri yaptırmak sağlıklı bir yaşamın anahtarlarındandır. Eğer uzun süredir Pap smear testi yaptırmadıysanız veya yaşınız tarama için geldiyse, bir Kadın Hastalıkları ve Doğum (Jinekoloji) uzmanına başvurarak muayenenizi ve taramanızı yaptırın. Erken teşhis hayat kurtarır; Pap smear gibi basit bir testle sağlığınızı koruma altına alabilirsiniz.