Hamileliğin son aylarına doğru anne adaylarının büyük bir kısmı nefes darlığından yakınır. Bebeğin rahim içinde büyümesiyle birlikte diyafram yukarı doğru itilir ve akciğerlerin genişleme kapasitesi kısmen azalır. Bunun sonucu olarak özellikle merdiven çıkma gibi hafif efor gerektiren aktivitelerde bile yorgunluk ve nefes nefese kalma hissi oluşabilir. İlk gebeliğini yaşayan kadınlar bu durumu çoğu zaman endişeyle karşılar; oysa gebeliğin doğal bir sonucu olarak kabul edilir. Vücudunuz, bebeğin ihtiyaç duyduğu oksijeni sağlayabilmek adına kan hacmini artırmış ve kalp atış hızını yükseltmiştir. Ancak aynı zamanda büyüyen rahim, karın boşluğundaki organlara baskı yaptıkça nefes alıp vermek her zamankinden daha zor hale gelir.
Nefes darlığı, her zaman istirahat halinde ortaya çıkmaz. Çoğunlukla günlük işlerinizi yaparken, hızlı yürürken, merdiven çıkarken ya da efor gerektiren başka aktiviteler sırasında hissedilir. Bu anlarda nefes darlığı şikâyetini hafifletmek için durup dinlenmek, birkaç derin nefes alarak akciğerlerinize yeterli oksijeni çekmeye çalışmak faydalı olabilir. Aynı şekilde uzun süre aynı pozisyonda kalmak da diyaframınız ve göğüs kafesiniz üzerindeki baskıyı artırabileceğinden, oturuyorsanız kalkıp dolaşmak veya ayaktaysanız bir süre dinlenmek rahatlamanıza yardımcı olur.
Gebeliğin ilerleyen haftalarında yatış pozisyonu da nefes darlığını etkileyen önemli faktörlerden biridir. Sırtüstü yatmak, büyüyen rahmin büyük damarlara baskı yapmasına neden olduğundan hem dolaşım hem de solunum sistemini zorlayabilir. Bu yüzden doktorlar genellikle sol yana doğru yatmayı önerir. Böylece rahmin damarlara yaptığı baskı azalır ve akciğerleriniz nispeten daha rahat genişleyebilir. Gece uyurken başınızı ve üst gövdenizi hafif yükselten bir yastık kullanmak, nefes alışınızı kolaylaştırabilir. Ayrıca ortam sıcaklığının çok yüksek olmaması, sık sık havalandırılan bir odada uyumak da rahat bir uyku sağlar.
Hormonal değişimlerin etkisiyle burnun iç yüzeyi şişerek burun tıkanıklığı yaratabilir. Bu da dolaylı olarak nefes darlığını tetikleyen bir başka faktördür. Solunum yolunuzu açık tutmak için doktorunuzun onayladığı tuzlu su spreyleri veya burun bantları kullanabilirsiniz. Günlük sıvı alımını yeterli seviyede tutmak ve aşırı kafeinden kaçınmak da hem genel dolaşım hem de solunum konforu açısından önemlidir. Bazı anne adayları düzenli egzersiz yaptıkça akciğer kapasitesini bir miktar artırarak nefes darlığını hafiflettiğini belirtir. Elbette, hangi egzersizin sizin için uygun olduğunu mutlaka doktorunuza danışarak belirlemelisiniz.
Nefes darlığı çoğunlukla normal kabul edilmekle birlikte, şiddetli göğüs ağrısı, çarpıntı, baş dönmesi veya dudaklarda morarma gibi belirtiler eşlik ediyorsa, bu durum farklı bir sağlık sorununa işaret edebilir. Bu tür hallerde vakit kaybetmeden tıbbi yardım almak gerekir. Akciğerle ilgili bir rahatsızlık, anemi veya kalp-damar sistemi problemi gebelikte daha belirgin hale gelebilir ve erken tanı büyük önem taşır. Düzenli doktor kontrolleri bu tür riskleri en aza indirmenin en etkili yoludur.
Nefes darlığı, hamilelik döneminde sıklıkla duyulan şikâyetlerden biri olsa da, basit ama etkili yöntemlerle kontrol altına alınabilir. Doğru duruş, yeterli dinlenme, sol yana yatma pozisyonu ve nefes egzersizleri gibi alışkanlıkları benimseyerek bu süreci daha konforlu yaşayabilirsiniz. Böylece hem bebeğinizin ihtiyaç duyduğu oksijeni en iyi şekilde sağlayabilir hem de kendi günlük aktivitelerinizi daha rahat sürdürebilirsiniz.